Eski dönemlerde gökyüzünde beliren gökkuşağı,
tanrıların dünyaya iniş kapısı olarak kabul edilmiştir. Bu durumda insanlar dua
ederek, dilekler dilermiş. Keltlerde, gökkuşağının ayağının altında altın
olduğuna inanılır ve o ayağa ulaşmak için çaba harcanırmış. Pek çok efsane ve
inanışa göre, gökkuşağı daima kutsal ve bilinmeyen olmuştur.
Bir meteorolojik olay olan gökkuşaklarının
gizemi çözülse de, görüntüsü ile halen hepimizi büyülemektedir. Güneş
ışınlarının, yağmur damlaları arasından geçerek ışığı kırması ile oluşan
yansımaya gökkuşağı denmektedir. Işık tayfı, renkleri bir yay şeklinde
görmektedir. Güneşin yaydığı ışık sarı olarak bilinse de, bütün renkleri
barındırmaktadır. Gökkuşağı oluşabilmesi için, hem yağmur hem de güneş
olmalıdır. Böylece bütün renkler damlalarda kırılacak ve yağmur kristal etkisi
yaratacaktır. Gökkuşağında bulunan renkler, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil,
mavi, lacivert ve mordur. Kırmızı, daima en dış kısımda görünür. Yapılan
araştırmalarda, herkes gökkuşağını farklı görmektedir. Bunun nedeni
gözlerimizdeki yansımaların farklı olmasıdır. Gökkuşağına ulaşmak için
ilerleseniz bile ulaşamazsınız, hep mesafeniz aynı kalmaktadır. Bazen yay,
yarım çember, bant, koni şeklinde görülen gökkuşağı, bazen bazıları tarafından
fark edilemeyebilir. Güneşin bulunduğu noktaya ve açısına göre konumu
değişmektedir. Gökkuşakları üç farklı şekilde oluşur. Birincisi, kırmızı dış
tarafta, mor iç taraftadır. Renkler sırası ile, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil,
turkuaz, mavi ve mordur. En zor görülen kuşaklar ise, kırmızı iç kısımda, mor
dış kısımdadır. Renk sırası, mor, mavi, turkuaz, yeşil, sarı, turuncu ve
kırmızıdır. Küçük kuşaklar ise, dar bir kırmızı veya yeşil kırmızı olarak ince
bant şeklindedir.
Gökkuşakları, tarihin içinde bir belirsizlik
nedeni ile kutsal sayılsalar da, renkleri ve ihtişamları ile halen Tanrı’nın
mucizeleridir. Bu kadar güzel bir doğa olayı, yaşanmalı ve seyredilmelidir.
Doğanın yarattığı mucizeler keşfedilmeli ve hayatın ne kadar güzel olduğu
hatırlanmalıdır.
hamtunay
.png)
