Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Aralık 2007 Cumartesi

CEMRE

Türk dünyasının gerek kültürüne, gerek hava bilimlerine ve gerekse de edebiyatına konu olan ve her yıl Şubat-Mart aylarında “düşse de ısınsak” diye beklenilen bir hava olayıdır cemre. Arapça kökenli “ateş parçası”, “ateş halindeki kömür” anlamına gelen ve ısınmayı ifade eden cemrenin ilki önceki gün havaya düştü.


Birinci cemrenin Kasım Günleri’nin 105. günü yani 20 Şubat’ta havaya, ikinci cemrenin 112. gün 26-27 Şubat’ta suya ve üçüncü cemrenin de 119. gün yani 4-5 Mart’ta toprağa düştüğü kabul edilir.
Kilis Meteoroloji Müdürü Mehmet Özçil , cemrelerin ilk bahara doğru 7’şer gün aralıklarla meydana gelen bir sıcaklık yükselişi olduğunu belirterek, “Cemre düşünce havanın, suyun, ve toprağın ısındığına inanılır, ama bu her zaman aynı sonucu vermez.” dedi.



İlk cemre düştü
Sıcaklık artışının göstergesi olduğuna inanılan cemre, birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düşecek. Küresel ısınma nedeniyle kurak kışın yaşandığı bu yıl, cemrenin düşmeye başlaması, “kışı görmeden bahar geldi” yorumlarına neden oluyor.

AA
Güncelleme: 09:33 ET 20 Şubat 2007 Salı
ADANA - Halk arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen, “sıcaklıkta artışın” göstergesi olduğuna inanılan ve 3 tane olduğu kabul edilen cemrenin ilki havaya düştü. Cemre, birer hafta arayla suya ve toprağa da düşecek.


“Kor halindeki ateş” anlamına da gelen cemre, ayrıca, Müslümanların hac sırasında Mina vadisinde attığı taşlardan meydana gelen yığını anlatmakta da kullanılıyor. Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla önemli kişilere yazdıkları övgü şiirleri de “Cemreviye” olarak biliniyor.

Meteorolojik kapsamda ise cemre, takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan ısıl güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanıyor. Saatli Maarif Takvimi’ne göre, cemre düşüşleri genellikle fırtınalı geçiyor ve yurdun pek çok yerinde kar yağışı görülüyor. Üçüncü cemrenin ardından da baharın geleceği kabul ediliyor.

Arapça kökenli cemre, “ateş parçası”, “ateş halindeki kömür” anlamına geliyor ve ısınmayı ifade ediyor.

Eskilerin, kasım (kış) ve hızır (yaz) olmak üzere yılı ikiye ayırdıkları, kasımın 180, hızırın 186 gün sürdüğü belirtiliyor. Kasım günlerinin 8 Kasımda başladığı, Kasımın 46’sında “kırkgün” anlamına gelen “erbain”, 86’sında “50 gün” anlamına gelen “hamsin”in girdiği ve böylece kışın en soğuk zamanları sayılan 90 günün geçmiş olduğu kaydediliyor. Kasımın 105’inde (20 Şubat) birinci cemrenin havaya, 112’sinde (27 Şubat) ikinci cemrenin suya, 119’unda (6 Mart-Şubatın 29 çektiği dört senede bir 5 Martta) üçüncü cemrenin toprağa düştüğü, buna göre de önce havanın, sonra suyun, sonra da yerin ısındığı kabul ediliyor.

CEMREYE BİLİMSEL BAKIŞ
Bilimsel olarak değerlendiren meteoroloji uzmanları ise cemre konusunda şu bilgileri veriyorlar:
“Açık bir günde, atmosferin alt tabakasından geçen güneş enerjisi, yer yüzeyi tarafından yutulur. Dolayısıyla yer yüzeyi ısınır. Yüzeydeki hava ısındıkça, yüksektekinden daha az yoğun hale gelir. Isınan hava yükselir ve daha soğuk olan ise çöker. Yükselen hava genişler ve soğur. Su buharı, bulut damlacıkları şeklinde yoğunlaşarak, hal değişim ısısından dolayı, havanın ısınmasını sağlar.”

Bu arada, küresel ısınma nedeniyle kurak kışın yaşandığı bu yıl, cemrelerin düşmeye başlaması, “kışı görmeden bahar geldi” yorumlarına neden oluyor.